ÇİĞDEM GÜNDÜZBEY ÜREGEN:
‘Cİlt dokusu her yaşta bakıma İhtİyaç duyar…’
Uzman biyolog Üregen, sosyal medyada önerilen cilt bakım tariflerinin hekim tavsiyesi olmadan uygulanmaması gerektiğini belirtiyor.
Ankara’da dünyaya geldim. İlk, orta ve lise öğrenimimi Ankara’ da tamamladım. 1999 yılında Hacettepe Üniversitesi Fen Fakültesi Biyoloji Bölümü’nden onur derecesiyle mezun oldum. Aynı yıl Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi, Histoloji ve Embriyoloji Anabilim Dalı’nda Yüksek Lisans yapmaya hak kazanarak, 2011 yılında Histoloji ve Embriyoloji Bilim Uzmanı Unvanı aldım. 2003 ve 2010 yılları arasında Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi İnfertilite ve Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Tüp Bebek Ünitelerinde, gerekli Teorik ve Pratik Eğitimlerimi tamamlayarak TC. Sağlık Bakanlığı’ndan Embriyoloji Mesleki Yeterlilik Sertifikalarını almaya hak kazandım. 2006- 2011 Yılları arasında Amerika, İsveç ve Çek Cumhuriyetinde mesleki eğitimlerimi tamamladım. Ocak 2012 tarihinden itibaren, eşim Op. Dr. Salih Emre Üregen ile beraber kurduğumuz Estetik Ve Plastik Cerrahi Kliniği Este Club Klinik’te Estetik ve Güzellik Danışmanı, Yaşam Koçu olarak görev yapmaktayım. Çeşitli bilimsel derleme, yayın ve çevirilerimin yanı sıra Yurt içi ve Yurt dışı bilimsel kongre katılım ve sunumlarım da bulunuyor. Gebelik Anılarımı, bilimsel tecrübelerimle birleştirerek kaleme aldığım ve 2014 yılında derlediğim “En Gebeli Yollar” ise yayınlanmış ilk kitabım..
"Cilt tipimizi biliyor ve doğru ürünler seçiyorsak elbette evde kendimiz de cildimizi temizleyip nemlendirebilir, ev tipi peeling uygulamaları ve kolajen, vitamin gibi cildi destekleyen maske ve ürünleri uygulamamız mümkün. "
Cilt bakımı denince ilk aklımıza gelen güzellik merkezlerinde yapılan detaylı, uzun zaman alan ve belli maaliyetleri olan uygulamalar oluyor. Oysa cilt bakımından kastımız temelde, en değerli organımız olan ve tüm vücudumuzu sarıp sarmalayan derimizin yapısına uygun temizlik ve yağ - nem dengesini sağlayacak uygulamalar olmalı. Konuya bu açıdan bakınca da aslında insanın dünyaya geldiği andan yani cildimizin dış çevreyle iletişime geçtiği andan itibaren cildi tanıyıp gerekli temizlik ve bakımın yapılması gerekiyor.
Daha detaylı ve profesyonel bakımların ise ergenlik döneminden itibaren yapılmaya başlaması uygun olur. Zira ciltte, özellikle de yüzde (yoğunlukla burun, yanaki alın ve çene bölgesinde yerleşmiş) bulunan yağ bezleri daha yoğun çalışmaya ve salgısını arttırmaya başladığından, akne oluşumunu tetikleyici bir faktör olarak karşımıza çıkar. Bu dönemde yapılacak profesyonel bakımlar ile zaten yağlanmaya yatkınlığı olan yağlı ciltlere su bazlı temizlik ürünleri ve antiseptik tonikler sayesinde sivilce oluşumunu kontrol altına almak ve derinin su-yağ dengesini optimumda tutarak bu süreci daha konforlu atlatmak mümkün olabilir.
Cilt dokusu, her yaşta bakıma ihtiyaç duyar. Zira çevresel koşullar, güneş, beslenme alışkanlıkları, stres, yaşam biçimi, uyku düzeni gibi faktörlerden etkilenir. Tabii bu etkiler her yaş grubunda aynı olmayacağı gibi, cildin kendi yaşlanmasına bağlı olarak da gereksinimleri değiştiğinden kesinlikle yaşa yönelik bakım esastır. Erken yaşlarda cildi canlı, dolgun ve parlak tutan kollajen dokusu ne kadar dinamik ve yoğun ise yaş ilerledikçe kollajen oranı azalmaya, cilt esnekliğini kaybetmeye başlayacağından takviye ürünleri kullanmak daha iyi bir seçenek olmaktadır.
İnsan hayatında kişinin bedenen çöktüğü, kendini toparlamak için doğru ellerde pek çok uygulamaya ihtiyaç duyduğu, kendini sıfırdan yaratmak istediği dönemeçler var. Aslında estetik ve yaşam koçu, en çok böyle yol ayrımlarında devreye giriyor. Ancak ameliyat olma düşüncesiyle bize başvuran her hasta adayına ameliyat önermiyoruz. Estetik ameliyata uygun adayların şöyle sıralayabiliriz:
Aslında cildimize bakmak için her zaman profesyonel bir yardım almak zorunda değiliz. Cilt tipimizi biliyor ve doğru ürünler seçiyorsak elbette evde kendimiz de cildimizi temizleyip nemlendirebilir, ev tipi peeling uygulamaları ve kolajen, vitamin gibi cildi destekleyen maske ve ürünleri uygulamamız mümkün. Ayrıca doğal ürünler, bitkiler ve bazı besinler de içerikleriyle cilde uygulandığında olumlu sonuçlar verir. Ancak ben, ‘evde cilt bakımı yapacağız’ diye, sosyal medyada takip ettiğimiz ve bu konunun uzmanı olmayan kişilerin yüzlerine sürdükleri her maddeyi ve bakım ya da maske adı altında yaptıkları he uygulamayı, denemeyi çok yanlış buluyorum. Zira cildimiz özeldir ve kullandığımız ürünler, kullandığımız ilaçlar kadar dikkate alınmalıdır. Hekimler kişilere özel tedaviler önerir, bir başkasının tedavisi sizin için uygun olmayabilir. Test etmeden, etkisini görmeden satın almak da evde hazırlayıp uygulamak da doğru değil.
Cildimizi dört mevsim her türlü çevre koşulundan korumak gerekli; yazın güneşten maksimum korurken, kışında görece nemi azalan, kuru, sert ve rüzgarlı hava koşullarında cildimizi koruyacak bir bariyere ihtiyacımız oluyor. Değişen hava koşullarına karşı cilt, ısıyı korumak adına önlemini kan dolaşımını yavaşlatarak alıyor. Kan dolaşımı yavaşladığında cildin kan ile iletilen anti-oksidanlar, vitaminler ve besleyici maddeleri alması da zorlaşıyor. Ayrıca ciltteki ter ve yağ bezleri daha yavaş çalışmaya başlıyor. Lipid bariyeri adını verdiğimiz koruyucu tabaka inceliyor. Tüm bunların sonucunda cilt kış aylarında nemini yitiriyor, yağ oranı azalıyor, kuruyor, ileri safhada pul pul dökülüyor, kaşınıp kızarıyor. Kışın çok yağlı ciltler az yağlı, normal ciltler kuru forma dönüşüyor. Böylesi bir durumda bizim temel hedefimiz cildimizin yağ bariyerini aktif hale getirebilecek, kan dolaşımını aktive edecek ve dökülen ölü cilt dokusunun da temizlenesini sağlayacak profesyonel bir peeling seansıyla ayda bir bakım yapmak olacaktır. Kışın güneşin olumsuz etkileri azaldığı için bu mevsim özellikle cilt yenileme ve leke tedavi işlemleri için oldukça uygundur. Yine kış aylarında sıcacık duş almak bizi rahatlatıp ısıtsa da aslında sıcak banyo cildimizi strese sokar. Nemi de tutan yağ dokuyu ve cildin doğal yağ tabakasını uzun süren sıcak duş olumsuz etkiler. Bu nedenle duştan sonra cildimizi hemen kurulayıp uygun bir ürünle, ya da doğal aromatik bir yağ ile yağ nem dengesini telafi etmeniz mümkün. Piyasada tüm yüzümüze, özellikle kışın zararlı etkilerine en çok maruz kalan kısım olan dudaklarımıza da iyi gelecek yağlandırmadan yağ dengemizi sağlayan kuru yağlar bulunuyor. Özellikle yağlanmaya yatkın ciltler, bu tür ürünleri duş sonrası tercih edebilirler. Ayrıca bana göre yanlış bir uygulama da yaz-kış hem gece yatarken hem de sabah uyanınca cildi cilt yıkama ürünleriyle temizlemek. Yüzümüzü günde sadece 1 kez ve gece yıkayıp temizlemek daha doğru. Çünkü uykuda gece boyu cilt kendini bir anlamda yeniler, nasıl tüm vücudumuzun iç organlarını ve dışa açılan kısımlarını döşeyen bir normal flora bakterileri var ise cildimizin de normal florası gece boyu yenilenir ve sabah yüzümüzü köpükle veya jelle yıkarsak bu doğal bariyeri ortadan kaldırarak dengeyi bozarız. O nedenle sabah sadece ılık su ile cildi yıkayıp nemlendirici bir krem veya su bazlı bir güneş kremi baz olarak kullanıp emildikten sonra üzerine makyajımızı yapıp güne hazırlanabiliriz. Tabii ki, akşam makyajımızı temizlemek olmazsa olmaz bir rutin! Temiz cildimize uygun ürünlerle yağ-nem dengemizi sabit tutan uygulamalar da özellikle kışın gün boyu dışarıda soğukta, iç ortamda sıcak ve kuru ortamda yıpranan cildimiz için zorunlu.