Lisans eğitimimi yüzde 100 başarı bursu ile Koç Üniversitesi Psikoloji ve İşletme bölümlerinden eş zamanlı olarak aldım. Klinik Psikoloji alanında yüksek lisansımı Doğuş Üniversitesi’nde yaptım. Son 3,5 yıldır Madalyon Psikiyatri Merkezi’nde çocuk ve ergenlerle uzman psikolog ve psikoterapist olarak çalışmaktayım. Bizim mesleğimizde eğitim hiç bitmiyor. Bu nedenle her daim kendimi geliştirmek adına eğitimlerime devam ediyorum. Bir yandan Aydın Üniversitesi’nde yarı zamanlı öğretim görevlisi olarak çalışıyorum. Çocuk öyküleri yazmaktan çok keyif alıyorum. Hatta yakın bir zamanda bir öykü kitabım çıkacak, sabırsızlıkla bekliyorum.
Uzman Psikolog ve Psikoterapist
İpek Gökozan
Sosyal medya elimiz ayağımız gibi oldu. Sabah gözümüzü açar açmaz pek çoğumuzun ilk işi sosyal medyayı kontrol etmek. Gündemi takip etmek, sevdiklerimizle daha sık haberleşebilmek, duyuruları daha geniş kitlelere iletebilmek gibi işin güzel yanları olsa da bir süre sonra bence sosyal medyayı kullanım amacı hedeften şaşmaya başlıyor. Sosyal medya, insanların kendine yeni bir kimlik oluşturabilmesi için kullanılıyor gibi… Bizde olmayanı, varmış gibi göstermek kendimizi tatmin etmenin en kolay yolu. Mutsuz evlilikleri çok mutluymuş gibi göstermek, çocuğuna harika bir anne olduğunu herkese kanıtlamak, her daim yeni yerler keşfedip geziyor izlenimi yaratmak başkasının onayını ve beğenisini alarak mutlu hissetmeye yarıyor.
Sosyal medya bu kadar sık kullanılmıyorken, bilgisayar ve internet bağımlılığı üzerine yapılan pek çok araştırma vardı. Şimdi sosyal medya için de benzer araştırmalar yapılıyor. Teknoloji bağımlılığı üzerine yapılan araştırmalara göre; haftada 35 saati aşan kullanımlar bağımlılığa işaret ediyor olabilir. Bunun yanı sıra, kişinin sosyal medya dışında sosyal ilişkilerinin olmaması, kullanmadığında yoksunluk yaşaması (kendini eksik hissetmesi, elinin sürekli telefona gitmesi, huzursuzluk, öfke hali vb.), giderek artan dozlarda kullanım, yoğun kullanımdan dolayı okul başarısının veya iş başarısının düşmesi teknoloji bağımlılığına işaret ediyor.
Her bireyin kişisel dinamikleri birbirinden farklıdır. Bu nedenle herkes sosyal medyayı farklı nedenlerden dolayı sık kullanıyor olabilir. Ancak benim gözlemlerime göre yalnızlık, kötü aile ilişkileri, hayattan tatmin olamama, kendini olduğundan daha iyi göstererek alacağı beğeni sayısı ve yorumlar ile farklı bir kimlik oluşturma, onay bağımlılığı, gerçek hayatta söylemeye cesaret edemediği şeyleri sosyal medya aracılığı ile söyleyerek klavye delikanlılığına soyunma sık kullanımın altında yatan nedenlerden olabilir.
Özellikle son dönemlerde çocukların ve gençlerin kendilerine idol olarak bazı Youtuber’ları örnek aldıklarını görüyoruz. İçerikleri izlediğimde hem şaşırıyorum, hem de üzülüyorum. Bazı videolar gençleri fiziksel tehlikeye atıyor, bazıları 13 yaşında nasıl 18 gösterilebileceğine dair makyaj taktikleri veriyor, bazıları okuldaki hocalara nasıl tuzak kurulacağına dair ipuçları anlatıyor. Ergenlik gelişimsel olarak zaten yeni şeyleri denemeye çok açık olunan bir dönem. “Video binlerce kez izleniyorsa ve çok popülerse neden yanlış olsun ki?” düşüncesi gençleri olumsuz davranışlara sürükleyebiliyor.
Günün belirli saatlerinde sosyal medya detoksu yapmayı öneriyorum. Herkesin kendisine belirleyeceği 1-2 saatlik dilimlerde sosyal medyadan uzak kalmak yoğun kullanıcılar için iyi bir başlangıç olabilir. Ancak şunu da unutmamak lazım; değiştirmek istediğimiz davranışın yerine başka bir alternatif koymamız gerekiyor. Yani sosyal medya ile zaman geçirdiğimiz vakitlere başka bir aktivite konması gerekiyor. Örgü örmek, müzik dinlemek, film/dizi izlemek, arkadaşımızla buluşmak, aile üyeleriyle kutu oyunu oynamak, yazı yazmak gibi seçenekleri düşünebiliriz.
© 2018 . Elite World Hotels . All Rights Reserved