Turizm sektöründe 2050 yılının

planlarını yapmalıyız

Kısa süre önce TÜRSAB Yönetim Kurulu Başkanlığı’na seçilen Firuz B. Bağlıkaya ile TÜRSAB’ın projeleri, TÜRSAB Akademi, seyahat acentelerinin ve turizm sektörünün geleceği üzerine kapsamlı bir söyleşi gerçekleştirdik.

Öncelikle yeni görevinizde başarılar diliyoruz. Bize kendinizle ilgili kısaca bilgi verebilir misiniz?

1957 yılında İstanbul’da dünyaya geldim. Ankara Otelcilik ve Turizm Meslek Lisesi, ardından Yabancı Diller Yüksek Okulu İngilizce bölümünden mezun oldum. 1975 yılında bir yandan Almanya’da eğitimime devam ederken, bir yandan da otelcilik sektöründe çalışmaya başladım. 1985’te Ankara’da seyahat acenteciliğine başladım. Ardından, 1995 yılında Dedeman Grubu bünyesindeki Detur International’da yönetici olarak görev aldım. Tur operatörlüğü faaliyetlerime ise Rusya (1995), Finlandiya (1998), Norveç (1999), İsveç (2000) ve son olarak da Danimarka’da (2012) devam ettim. Detur International; Avrupa Basketbol Şampiyonası, Dünya Basketbol Şampiyonası, Dünya Golf Şampiyonası, Final Four gibi uluslararası organizasyonlarda çözüm ortağı olarak yer aldı. 2011-2014 yılları arasında TÜRSAB’da 2. Başkan olarak görev yaptım. Şubat 2018 TÜRSAB Olağan Genel Kurulu’nda ise TÜRSAB Yönetim Kurulu Başkanlığı’na seçildim. Evli ve üç çocuk babasıyım.

TÜRSAB’ın yakın dönem planlarından ve projelerinizden bahsedebilir misiniz?

Öncelik verdiğimiz konuların başında 1618 Sayılı Türkiye Seyahat Acenteleri Birliği Kanunu’nun çağın gerek ve koşullarına göre güncellenmesi bulunuyor. TÜRSAB üyesi acentelerimizin yaşadığı sorunların çözümü yönünde birçok adımı atmaya başladık. Yeni seyahat acentesi kurulmasını zorlaştıran bir anlayışı şimdiden hayata geçirdik. Yapılacak kanuni düzenlemelerle belge devrinin önünü açacağız. TÜRSAB’ın hac ve umre seyahat acenteleri üzerinde oluşturduğu yükü bu alanda faaliyet gösteren üyelerimizin üzerinden kaldırmaya başladık. Sektörün tek çatı altında toplanması için ilk adımlarımızı Turizm İstişare Kurulu ile atmış durumdayız. Özel sektörün daha aktif bir rol üstlendiği, kamu-özel sektör iş birliğiyle planlanan bir tanıtım stratejisi oluşturulması hususunda adımlar atacağız.

Dünyadaki herkesin dijital dünyada bir iz bıraktığı düşünülürse, kişiye özel tatil programları ve pazarlama teknikleri geliştirmek mümkün. Yakın gelecek, teknolojiyi iyi kullanan, değişim ve eğilimleri iyi takip eden ve fark yaratanların kontrolünde olacak. Biz de bu dünyada öncüler arasında bugünden yerimizi almalıyız. Bu yaklaşım çerçevesinde üyelerimizin rekabet etmelerini kolaylaştıracak bilgi ve donanıma sahip olabilmeleri için çalışmalar gerçekleştiriyoruz. Türkiye Bilişim Vakfı ile görüşmeler gerçekleştirdik. Hazırlayacağımız projelerle üyelerimizi ar-ge, teknoloji ve eğitim konularında destekleyecek, tanıtım ve pazarlama çalışmalarına destek sağlayacağız. Bir diğer projemiz de istihdam garantili eğitimler olacak. Seyahat acentelerimizin nitelikli personel ihtiyacının karşılanabilmesi amacıyla, TÜRSAB olarak “Seyahat Acenteliği Eğitim Programları” projesini başlatacağız.

Yürüttüğünüz faaliyetlerden bir tanesi de TÜRSAB Akademi… Bize Akademi’den bahsedebilir misiniz? Akademi’ye kimler katılabilir?

TÜRSAB’ın temel misyonlarından biri, turizmin daha nitelikli bir hizmet alanı haline gelmesini sağlamak. Bunun için yılların getirdiği tecrübemizi bir akademide birleştirip bu birikimi tüm üye acentelerimiz ile paylaşmayı hedefliyoruz. “Turizm Profesyonelleri için Mesleki Eğitimler”in verildiği bir yapı olan TÜRSAB Akademi’de turizme değer katmak isteyen tüm acenteler için çeşitli içeriklerde eğitimler organize ediyoruz. Sektöre adaptasyon eğitimlerinin verildiği TÜRSAB Akademi’de turizmin daha fazla profesyonelleşmesi ve bunun acente tarafında pozitif bir karşılığa dönmesi için çalışıyoruz. TÜRSAB Akademi çatısı altında TÜRSAB Akademi’nin eğitimlerini sadece turizm sektörü çalışanlarına değil, isteyen herkese açık olacak biçimde geliştiriyoruz. Bu çerçevede birçok eğitim çalışması yapmış durumdayız.

Türkiye’de seyahat acentelerinin geleceğini nasıl görüyorsunuz? Seyahat acentelerinin hangi sorunları çözmesi gerekiyor? Genel bir değerlendirme yapabilir misiniz?

Turizmde küresel ölçekte çok keskin bir rekabet yaşanıyor. Her yıl yeni eğilimler ortaya çıkmakta, dünyadaki demografik yapı değişmekte ve neredeyse her gün değişen teknolojik uygulamalar hayatımıza girmekte. Klasik tanıtım ve pazarlama dönemi devri kapandı. Artık, turizm sektöründe bugünün, yarının değil, 2050 yılının planlarını yapmalıyız. Büyük veri, nesnelerin interneti ve yapay zeka alanındaki gelişmeleri süratle takip etmeli ve ortak bir yapı içerisinde bu gelişmelere uyum sağlamalıyız. Yeni nesli iyi tanımalı, bir taraftan da yaşlanan dünya nüfusuna uygun tatil imkanları yaratmalıyız.

Bu vizyonla hareketle üyelerimizin rekabet etmelerini kolaylaştıracak bilgi ve donanıma sahip olabilmeleri için çalışmalar gerçekleştireceğiz. Üyelerimizi ar-ge teknoloji ve eğitim konularında destekleyecek, tanıtım ve pazarlama çalışmalarına destek sağlayacağız. Yurtdışı fuarlarında acentelerimizin tanıtım ve pazarlama çalışmalarına destek sağlamanın yanında, iç turizmin gelişmesi yönünde adım atacağız. Sürdürülebilir turizm anlayışının gelişmesi, uzmanlaşma gereken alanlarda acentelerimize eğitim desteği sağlayacağız.

Son günlerde turizm sektöründen gelen rakamlar olumlu yönde… Turist sayısında, oda fiyatlarında artışlar söz konusu. Sizce bu durumu korumanın ve ileriye taşımanın yolu nedir?

Türkiye turizmi 2017 yılı itibariyle yükselişe geçti. Kültür ve Turizm Bakanlığı verilerine göre 2017 yılında Türkiye’ye gelen yabancı ziyaretçi sayısı yüzde 27,84 artışla 32 milyon 410 bin 34 kişiye ulaştı. 2017 yılında Türkiye’nin elde ettiği toplam turizm geliri ise bir önceki yıla göre yüzde 18,9 oranında 26 milyar 283 milyon 656 bin ABD Doları’na ulaştı.  2018 yılının ilk 4 aylık döneminde Türkiye’ye gelen yabancı ziyaretçi sayısı 7 milyon 783 bine ulaşarak tüm zamanların en yüksek seviyesine çıktı. 2017 yılının ilk 4 aylık dönemine göre %32,5, rekor yıl olarak kabul edilen 2015 yılına göre ise yaklaşık %12 üzerinde bir seviye yakalamış durumdayız. 2018 yılının ilk 4 aylık döneminde, İstanbul’a gelen yabancı ziyaretçi sayısında geçtiğimiz yılın aynı dönemine göre yüzde 42,6 oranında artış yakalandı. İstanbul’a Ocak-Nisan döneminde gelen yabancı ziyaretçi sayısı 3,9 milyona yaklaştı. Ocak-Nisan Antalya’ya gelen yabancı ziyaretçi sayısı ise geçtiğimiz yılın aynı dönemine göre yüzde 37,1 oranında artarak 1,1 milyona yaklaşmış durumda. Bu yıl tüm pazarlardan yoğun talep almamızla birlikte özellikle yaz dönemi için Akdeniz Bölgesi’ndeki otellerimizin ortalama yüzde 90 oranında doluluğu yakalayacağını öngörüyoruz. Ege Bölgesi’nde de yüzde 80’lere varan doluluk oranlarına ulaşacağımızı düşünüyorum. İstanbul gibi şehir turizmi yapan otellerimizin de yüzde 70’in üzerinde doluluk oranlarına erişmesini bekliyoruz.

 

Ülkemize turistik amaçlı olarak gelen misafirlerin önemli kısmı ziyaretlerini yaz aylarında gerçekleştiriyor. Bu durum turizm sektörünü maalesef ki mevsimsel bir aktivite olma noktasına sürüklemiş durumda. Turizmi 12 aya yayarak alternatif turizm çeşitlerini geliştirmeliyiz. Yaz sezonunda yakaladığımız talep artışını yıl geneline yaymayı başarabilirsek turizmdeki başarımız, kalıcı ve anlamlı hale gelecektir. Bu çerçevede alternatif turizm çeşitleri, kültür turizmi, kongre ve toplantı turizmi, incentive turlar, alışveriş turizmi, spor turizmi, sağlık turizmi, inanç turizmi, gastronomi, kruvaziyer turizmi gibi alanlarda yoğunlaşmayı sağlayacak adımlar atacağız.

Dünyada otelcilik ve turizm trendlerinde neler öne çıkıyor? Türkiye’nin hızla değişen bu trendlere uyumu nasıl sağlanır?

İnsanların gelir ve kültür düzeyinin yükselmesi, teknolojinin baş döndüren bir hızla ilerlemesi günlük hayatın yanı sıra turizm alanında da önemli değişim ve dönüşüm görülüyor. Türkiye’deki turizmciler de değişimlere hızla ayak uydurabilen, teknolojiyle barışık bir anlayışa sahipler. Ülkemizdeki turizmciler dünyadaki değişimleri ve yeni trendleri yakından takip ediyor. Ancak baş döndürücü bir şekilde yaşanan gelişmelere uyum sağlamak için bu alanda kendilerini geliştirmeyi sağlayacak eğitim ve çalışmaların da sürekli biçimde devam etmesi önem arz ediyor. Bu perspektiften yola çıkarak TÜRSAB olarak üyelerimizin çağın gerek ve koşullarına uyum sağlaması için çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Zira değişen turizm trendlerini takip ederek Türkiye’nin bu avantajlarını kullanması turizme önemli bir ivme kazandıracaktır.

 

Son olarak sizin tatil için ülkemizde ve dünyada tercih ettiğiniz lokasyonlar nereleri?

Ülkemizin her yeri adeta bir tatil cenneti. Genel olarak Türkiye’de tatil yapıyorum. Ve bundan büyük keyif alıyorum. Ege kıyıları ilk tercihim oluyor. Antalya ise aynı zamanda turist getirdiğim bölge olarak vazgeçilmezlerim arasındadır. Anadolu’yu gezmeyi de çok severim. Kapadokya, Pamukkale de benim için muhteşem tatil destinasyonlarıdır. Dönem dönem kültür turları kapsamında Avrupa’ya ve Amerika’ya seyahat ediyorum. Zaten iş seyahatleri nedeniyle yurtdışına çok sık çıkıyorum.

"Dünyadaki herkesin dijital dünyada bir iz bıraktığı düşünülürse, kişiye özel tatil programları ve pazarlama teknikleri geliştirmek mümkün. Yakın gelecek, teknolojiyi iyi kullanan, değişim ve eğilimleri iyi takip eden ve fark yaratanların kontrolünde olacak. Biz de bu dünyada öncüler arasında bugünden yerimizi almalıyız."

"Turizmi 12 aya yayarak alternatif turizm çeşitlerini geliştirmeliyiz. Yaz sezonunda yakaladığımız talep artışını yıl geneline yaymayı başarabilirsek turizmdeki başarımız, kalıcı ve anlamlı hale gelecektir. Bu çerçevede alternatif turizm çeşitleri, kültür turizmi, kongre ve toplantı turizmi, incentive turlar, alışveriş turizmi, spor turizmi, sağlık turizmi, inanç turizmi, gastronomi, kruvaziyer turizmi gibi alanlarda yoğunlaşmayı sağlayacak adımlar atacağız."

"Ülkemizin her yeri adeta bir tatil cenneti. Genel olarak Türkiye’de tatil yapıyorum. Ve bundan büyük keyif alıyorum. Ege kıyıları ilk tercihim oluyor. Antalya ise aynı zamanda turist getirdiğim bölge olarak vazgeçilmezlerim arasındadır."

ANA SAYFAYA DÖN

© 2018 . Elite World Hotels . All Rights Reserved

Turİzm sektöründe
2050 yılının planlarını yapmalıyız.